Betonun kısa ömürlü olması, karbon salımına yol açması ve geri dönüştürülememesi gibi sebeplerle ciddi zararlarının bulunduğunu belirten sektör temsilcileri, alternatif ürünlere yönelmek gerektiğini ve bu konudaki arayışların başladığını bildirdi.
Dünyada karbon salımının yükselmesinin iklim değişikliğini meydana getiren en önemli sorunlardan biri olarak insanlığın karşısına çıktığını dile getiren Ersen, insanların ve diğer canlıların ölümüne, doğanın tahribine, milyonlarca insanın göç etmesine neden olan bu problem için önlem alma zamanı geldiğini, ülkelerin Paris İklim Anlaşması'nı zorunlu bir yol haritası olarak benimsemesi gerektiğini anlattı.
Ersen, son yıllarda karbon salımının artmasıyla şehirlerde hava kalitesinin düşmesinden, ısının artmasından, büyük yangın ve sellerin yaşanmasından bahsederek, karbon salımının yükselmesinin deprem risklerini de artıracağını vurguladı.
Önlem alınmaması halinde ülkelerin ulusal geleceklerini ve sürdürülebilirliklerini zorlayabilecek durumlarla karşılaşabileceklerini kaydeden Ersen, şu bilgileri verdi:
"Paris İklim Anlaşması kapsamında konutlarda ve binalarda kullanılması gereken sürdürülebilir ve karbon salımı düşük malzemelerin üretilmesi ve kullanılması çok önemli olacak. Yapılan araştırmalarda konut ve bina üretiminde kullanılan malzemelerin toplam karbon salımının yüzde 40'ını oluşturduğu görülmektedir. Beton yerine alternatif malzeme üretimi veya karbon salımı düşük beton üretimi konusunda Ar-Ge çalışmalarının yeni dönemde daha da gelişeceği görülmektedir. Özellikle şehirlerin gelişiminde çevresel sürdürülebilirlik ve kentsel dönüşüm konusu daha da önemli hale gelecektir."